BİZ BÜYÜK BİR AİLEYİZ

13 Ekim 2011 Perşembe

Teşkilatlarımız bizim omurgamız

Yazıcı,''İnsanların söylediklerini biraz kulaklarının duyması lazım. Söylediğinin Türkiye'nin en önemli sorunu olarak ifade ettiğimiz Türkiye'nin terör belasından kurtulma sorununun çözümüne katkı vermesi gerek diye düşünüyorum'' dedi.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın ev hapsine alınması konusundaki açıklamasına tepki göstererek, ''İnsanların söylediklerini biraz kulaklarının duyması lazım. Söylediğinin Türkiye'nin en önemli sorunu olarak ifade ettiğimiz Türkiye'nin terör belasından kurtulma sorununun çözümüne katkı vermesi gerek diye düşünüyorum'' dedi.

İzmir temasları çerçevesinde AK Parti İzmir İl Teşkilatını ziyaret eden Yazıcı, bir gazetecinin, BDP'den terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın ev hapsine alınması gerektiği yönünde açıklamalar ve KCK operasyonlarına yönelik eleştiriler geldiğini hatırlatması üzerine, şöyle konuştu:
''İnsanların söylediklerini biraz kulaklarının duyması lazım. Söylediğinin Türkiye'nin en önemli sorunu olarak ifade ettiğimiz Türkiye'nin terör belasından kurtulma sorununun çözümüne katkı vermesi gerek diye düşünüyorum. Herhangi bir söylem, bu sorunun çözümüne katkı vermiyorsa, tam aksine ajite ediyorsa, insanların vicdanlarını sızlatıyorsa, gözlerini yaşartıyorsa, kin ve nefretlerini azgınlaştırıyorsa, o söylemin kimseye yararı yok. Benim de şimdi o söylemde bulunanları Türkçe'de bulunan çok keskin sözcüklerle nitelemeye kalkışmamın, bu sürece katkı vermeyeceği düşüncesindeyim. Ben de o tür sözcükleri kullanarak o beğenmediğim ifadeleri kullananları ajite etmiş olurum, bundan da özenle sakınıyorum. Bu sakınmam elbette onayladığım anlamına gelmez, şiddetle kınıyorum.''
Türkiye'de ve aynı coğrafyada yaşayan insanların her şeyin en güzeline layık olduklarını, AK Parti olarak ''Her şey Türkiye İçin'' sloganıyla hareket ettiklerini vurgulayan Yazıcı, hükümetin insanlar arasında düşünce, mezhep, etnik köken itibarıyla ayrım yapmadığını söyledi.

Yazıcı, insanlığın kardeşliğinin Hz. Adem'den başladığını belirterek, şöyle devam etti:
''Bunu söylemek tabii ki insanların mensup olduğu etnisiteyi, ırk gerçeğini ikna anlamında kesinlikle değildir. Onlar bizim zenginliğimiz, herkes ne ise onu ifade etme hak ve özgürlüğüne sahip, yeter ki, kavga olmasın, herkes birbirinin yaşam özgürlüğüne yönelik saldırı teşkil etmeyecek şekilde davransın. Kim kural ihlal ederse şiddetle onun karşısındayız, hep birlikte karşısında olmalıyız, bu konuda da hiçbir ayrıma düşmeden kardeşlik ekseni etrafında bu alanları ihlal edenlere karşı hep birlikte duruş sergilemeliyiz. Bu duruşun adı, kardeşlik duruşu olmalı.''
Yazıcı, ''Türkiye güzel bir ülke, birliğimiz, bütünlüğümüz önemli, üniter yapımız önemli. En büyük zenginliğimiz, hazinedeki paradan öte, bizim kardeşliğimizdir'' diye konuştu.
   
''Teşkilatlarımız bizim omurgamız''
   
Yazıcı, gittikleri illerde mutlaka teşkilatları ziyaret ettiklerini belirterek, AK Parti'nin bütün faaliyet ve projelerinin merkezinde insanğn olduğunu vurguladı.

İnsanın huzurlu, güvenli ve geleceğinden emin olmasının, bir toplumun dirlik ve düzeninin en temel noktalarından biri olduğuna işaret eden Yazıcı, şöyle konuştu:
''Birey güçlü olacak. İkincisi güçlü aile... Aileye son derece önem veren siyasi anlayışa sahibiz, ailenin güçlü olması lazım. Bizim gelenek örf ve adetimizde, ailenin pozitif hukuk ile ilişkisinin ötesinde, onun bir de etik kuralları vardır, etik alanı vardır, bunu son derece önemsiyoruz. Dolayısıyla, güçlü birey, güçlü aile ve bunların oluşturduğu güçlü toplum, bizim topluma bakışımızın temel perspektifini oluşturur.
Kimlik olarak, AK Parti'nin kimliği muhafazakar demokrattır. Bizim muhafazakarlığımız kesinlikle tutuculuk değil, insan topluluklarını millet haline getiren değerler vardır, biz bunları önemsiyoruz, bu anlamda muhafazakarız. Demokratız çünkü demokrasi çoğulculuğu, katılımcılığı öngörür, insan hak ve özgürlüklerini önceler. Böylece, muhafazakar değerlerle demokrasi arasında bir sinerji oluşturma çabası içinde olan bir kimliğimiz var ve bir de omurgamız var, omurgamız da bizim teşkilatlarımız. İnsan merkezli bir duruşa, muhafazakar demokrat kimliğe ve teşkilatlardan oluşan omurgaya sahibiz. AK Parti tüzel kişiliğinin ana çatısı bu.''

Yazıcı, AK Parti'nin sadece Türkiye'de değil, dünya genelinde de en güçlü ve en köklü teşkilat yapısına sahip siyasi partilerden biri olduğunu belirtti ve Türkiye'de 2002'den bu yana görülen değişim ve dönüşümün ardındaki gücün teşkilat olduğunu bildirdi.

AK Parti'nin 2002 yılından bu yana hükümetin gündemiyle halkın gündemini birleştirdiğini dile getiren Yazıcı, ''Hiç kimseyi kandırmadık, yapamayacağımız şeyi söylemedik, oportünist davranışlar hiçbir zaman yer almadı, millet de bu algıyı çok iyi seziyor, seçim sonuçları da bunu gösteriyor'' dedi.
   
4/c statüsü
   
Yazıcı, 4/C statüsüyle çalışanlara aile ve çocuk yardımı yapılması konusundaki bir soru üzerine, bu konuda çalışmalar yapıldığını ancak bütçe nedeniyle konunun bir noktada tıkandığını söyledi.

Devlette farklı statülerde çalışanların bulunduğuna dikkati çeken Yazıcı, ''Esas olan bu farklı statüleri, karmaşık durumu ortadan kaldırmak ve 'çalışanlar' diye Başbakanımızın belirttiği gibi bir statüye kavuşturmak. Konu, herhalde bu çerçevede sonuçlandırılacak, yoksa 'vermiyoruz, yapmayacağız, bu alanda düzenleme yapmayacağız' şeklinde bir davranış biçimi söz konusu değil'' diye konuştu.
Yazıcı, İzmir programı kapsamında medya kuruluşlarının temsilcileriyle Liman İşletme Müdürlüğündeki sohbet toplantısında biraraya geldi.
İzmir'in 8 bin 500 yıllık geçmişe sahip, çok önemli bir tarih, kültür kenti olduğunu dile getiren Yazıcı, ''İzmir çok önemli bir ilimiz. Ulaşım imkanları bakımdan da son derece avantajlı. Bana göre yeni yeni uyanıyor. İzmir bu geçtiğimiz süreçte biraz da empati yaptı. Artık İzmir bu kalkışına devam eder, etmesi de gerekir'' dedi.
Kentteki ticaret odası, sanayi odası, ticaret borsası gibi kuruluşları heyecanlı bulduğunu, hükümetlerin görevinin de vatandaşların önünü açmak, önündeki engelleri kaldırmak olduğunu ifade eden Yazıcı, şöyle konuştu:

''Biz de hiçbir ön yargıya sahip olmaksızın üzerimize düşeni yaptığımız kanısındayım. Ben İzmir'in büyük atılım gerçekleştireceğini düşünüyorum. Bir de önemli ölçüde kentsel dönüşüme ihtiyacı var. Sorunların çözümü için en önemli araç diyalog. Belediye başkanımız da bunların farkında. O alanda görev yapan arkadaşlarımızla iyi bir diyalog oluşturması halinde belli bölgelerde var olan kötü görüntülerden de İzmir'in kurtulacağı kanısındayız. İzmir'de herkesi sevecen gördüm, sizleri sevecen gördüm.''
   
İthal okul malzemesi denetimleri
   
Bakan Yazıcı, ithal okul malzemelerine ilişkin, pilot il olarak belirlenen İstanbul, İzmir, Ankara ve Gaziantep'te kontroller yapıldığını, tekstil ürünlerinde sıkıntı olmadığını, ancak Uzakdoğu'dan ithal edilen çanta ve benzeri malzemelerde sağlığa zararlı bulguların tespit edildiğini, bu konuda kontrollerin sıklaştırılacağını belirtti.
   
''Rüşvete sıfır tolerans''
   
Bir soru üzerine, gümrüklerde rüşvet, hayali ihracat gibi konularda ''en küçük hatanın affedilmediğini'' dile getiren Yazıcı, ''Rüşvet, irtikaptan söz ediliyorsa bu iki taraflıdır. Bu konuda hepimize görev düşüyor. Mevkisi makamı ne olursa olsun benim toleransım sıfır. Kamuda genel prosedür isimsiz ihbarların ciddiye alınmaması yönündedir. Ama hassasiyetimiz dolayısıyla, ben arkadaşlarımdan isim olmasa da şikayette somut olay tarifi varsa, bunun soruşturulmasını istiyorum'' dedi.
   
Cari açık, akaryakıt kaçakçılığı
   
Bakan Yazıcı, cari açığa ilişkin soruya karşılık, kendisinin Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda yer aldığını, cari açık sorunun giderilmesi üzerine çalışmalar yürütüldüğünü anlattı.

Daha çok ihraç odaklı dış ticareti hedeflediklerini, onun için lüks otomobil ithalatında ÖTV oranlarını yükselttiklerini belirten Yazıcı, cari açığı tetikleyici unsurların başında enerji bağımlılığının geldiğini, enerji yatırımlarının devreye girmesiyle bu bağımlılığın bir ölçüde azalacağını ifade etti.

Yazıcı, akaryakıt kaçakçılığı konusuna da değinerek, şu bilgileri verdi:
''Türkiye'de akaryakıt kaçakçılığı belli ölçüde var. Onunla mücadelenin koordinasyonu benim uhdemde. Bu konuyla alakalı 2010 yılı başında bir eylem planı yaptık. Bu alanla ilgili çalışmaları sürdürdüğümüz pek çok paydaşımız var. Tüm bunlarla koordinasyon içinde çalışma yürütülüyor.
Gene akaryakıt kaçakçılığı ile mücadelede öngördüğümüz eylemlerden bir tanesi 10 numaralı yağa avantaj sağlayan vergi kolaylığını ortadan kaldırmak. ÖTV farkı vardı, o ÖTV artırıldı.

Özetle akaryakıt kaçağı ile alakalı mücadelemiz, aynı zamanda akaryakıt dolayısıyla dışarı ödediğimiz para azalacağından, cari açığın biraz da olsa kapanmasına vesile olacaktır.''

Bakan Yazıcı, gümrüklerde bekleme sürelerini uzatmak suretiyle girişimcilere mali külfet getirmekten kaçınırken, bir taraftan da yasa dış faaliyetlerin önlenmesinin önem taşıdığını, bu dengenin sağlanması gerektiğini belirterek, ''Onun için gümrük kontrol memurları önemli. Sezgilerinin çok güçlü olması lazım. Çağdaş gümrük anlayışı gümrük kapılarında denetimlerin minimize edilmesi, piyasa denetimlerinin artırılmasıdır'' dedi.

0 yorum: