BİZ BÜYÜK BİR AİLEYİZ

2 Ekim 2011 Pazar

Yeni anayasada halkın söz sahibi olmasını istiyoruz

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Ömer Çelik, ''AK Parti, yeni anayasanın halk tarafından yapılmasını istiyor. Sadece profesyonellerin yapacağı bir anayasanın meşruiyetinin olmayacağını düşünüyoruz'' dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Ömer Çelik, ''AK Parti, yeni anayasanın halk tarafından yapılmasını istiyor. Sadece profesyonellerin yapacağı bir anayasanın meşruiyetinin olmayacağını düşünüyoruz'' dedi.

Çelik, AK Parti Adana İl Başkanlığının Seyhan Kültür Merkezi'nde düzenlediği ''47. Danışma Meclisi Toplantısı''nda, AK Parti'nin yeni anayasanın halk tarafından yapılmasını istediğini vurguladı.
Çelik, Türkiye'nin 150 yıldır yeni anayasa yapmakla meşgul olduğunu ifade ederek, ''1924 yılındaki anayasa hariç hiçbiri sivil değildir. Hiçbiri halk tarafından yapılmamıştır. AK Parti, yeni anayasanın halk tarafından yapılmasını istiyor. Sadece profesyonellerin yapacağı bir anayasanın bir meşruiyetinin olmayacağını düşünüyoruz. Halk kendi anayasasını kendi yapacak. Millet özgür olmakta özgürdür. Artık milletin haklarını bir takım yöntemlerle gasp etmenin dönemi sona ermiştir'' diye konuştu.
Yeni anayasanın büyük Türkiye'nin kimliği olacağını vurgulayan Çelik, şöyle devam etti:

''Yeni anayasa büyük Türkiye'nin nüfus cüzdanı, kimlik ve doğum belgesi olacaktır. Anayasa bir takım odakların, milletin hak ve hürriyetlerini yeme konusunda bir vize olmayacaktır. Millet hak ve hürriyetlerini kullanma konusunda statükodan vize almak zorunda kalmayacaktır. Bu ülkenin gerçek sahibinin millet olduğunun tescili olacaktır. Yeni anayasa büyük Türkiye'nin nüfus cüzdanı, büyük Türkiye'nin kimlik belgesidir. Her vatandaşımızın yeni anayasa sürecine katılması için, siyaset kurumuna baskı yapması gerekir. Statükonun defterini tamamen kapatması için, yeni dönemin kapısın açılması, bunun kimlik belgesinin, doğum belgesinin ortaya çıkması için, milletin kendisi yeni bir anayasa yapılması için karar vermiştir. Siyaset de bu kararı yerine getirmek için çalışıyor.''
   
FÜZE SAVUNMA SİSTEMİ
   
NATO Füze Savunma Sistemiyle ilgili yapılan spekülasyonların yanlış olduğuna işaret eden Çelik, ''Türkiye'deki 'NATO Füze Sistemi' değil, 'NATO Füze Savunma Sistemi'dir. Biz NATO'nun kurucu ortağıyız. Türkiye NATO'nun dışında bir mekanizma değil. NATO biziz. NATO'nun, Türkiye onaylamadan herhangi bir şekilde karar alması mümkün değil'' dedi.

Füzelerin bugün artık sadece devletlerin elinde olmadığını, bir takım terör örgütlerinin elinde de olduğunu vurgulayan Çelik, şunları söyledi:
''Bugün füze savunma sistemine duyulan ihtiyaç Türkiye'nin savunması açısından önemlidir. NATO ülkeleri içerisinde herhangi bir füze saldırısı olduğu andan itibaren, radar onu komuta merkezine bildiriyor. Akdeniz'den bir karşı saldırı oluyor. Türkiye'nin herhangi bir şekilde bir yere füze atması söz konusu değil.
Bu sistem Türkiye'nin savunma ve hava sistemini güçlendiren bir mekanizma olmuştur. Bir düşman devlet tarafından, bir terör örgütü tarafından füze atılırsa, Türkiye bunu bertaraf edecek bir mekanizmaya kavuşmuştur. Milli savunma açısından da bir ihtiyaç giderilmiştir. Bir yere saldırmak için herhangi bir füze sistemi kurulmamıştır.''

Radarın kendisini koruması için silah sistemi olduğuna değinen Çelik, bunun da karşı füze saldırısıyla bir ilgisinin olmadığını bildirdi.

Çelik, İsrail ile bu bilgilerin paylaşılacağı yönünde spekülasyon yapıldığına dikkati çekerek, ''Tam tersine Türkiye'nin onayı olmadan İsrail ile herhangi bir bildirimin paylaşılması söz konusu olamaz'' diye konuştu.

Sistemin, İran'a karşı kurulduğuna dair spekülasyonlara da yanıt veren Çelik, ''Bunun herhangi bir ülkeyi hedef alması, bir ülkeye karşı kullanılması söz konusu değil. Türkiye, bunun için Lizbon kararlarını çıkarttırdı. Bu çerçevede hiçbir ülkenin hedef alınmadığını, alınmayacağını belirtti'' ifadesini kullandı.
   
"HALKIN SESİNE KULAK VERİN" ÇAĞRISI
   
Çelik, Türk dış politikası açısından yeni bir dönemin başladığını vurguladı.

Türkiye'de bazı çevrelerin, ''Bu kadar sorun varken niye başka ülkelerle uğraşıyorsunuz?'' dediğini belirten Çelik, ''Biz ülkemizdeki bu kadar meselelere rağmen oralarla da ilgilenme kudret ve kabiliyetine sahibiz. Bu, bir vizyon meselesidir'' dedi.

Bölge ülkelerine, ''Halkın sesine kulak verin'' çağrısında bulunduklarını dile getiren Çelik, şöyle konuştu:

''(Halkın iradesini sandığa yansıtın) dedik. Bu sese kulak vermekte erken davrananlar, ülkelerin toparlanmasına katkıda bulundu. Bu sese kulak vermeyenler, kıymetini anlamayanlar, kendi halklarına silah çekiyorlar. Suriye Devlet Başkanı'na Başbakanımız 1,5 sene önce 'Baas Partisi'nin tekeline son ver. Olağanüstü hali kaldır. Kendi halkının hür ve serbest yaşamasına ve iktidara kendisini yansıtmasına müsaade et' dedi. Suriye, bugün geçiş dönemini sancısız, kansız atlatacaktı. Ancak, kendi halkına silah çeken katliam mekanizmasına dönüştü.''

Ömer Çelik, Suriye'deki Beşar Esad yönetiminin Türkiye'de hiçbir güvenilirliğinin kalmadığını belirterek, ''Türkiye nasıl bugün Libya halkının yanında, Mısır halkının yanında ise aynı şekilde Suriye halkının yanında olmaya devam edecektir'' diye konuştu.
Çelik, AK Parti'yle, ''Milli mesele'' tanımının da değiştiği belirterek, ''Eskiden milli mesele kendi sınırlarımızın içindeki meselelerle sınırlıydı. Başbakanımız, İsrail ile ilişkilerin, özür dilenmedikçe, tazminat ödenmedikçe ve Gazze ablukası kalkmadıkça düzelmeyeceğini söylerken dünyaya şu mesajı vermiş oldu; Somali, Gazze, bütün buralar Türkiye'nin milli meselesidir. AK Parti ile birlikte milli mesele tanımı değişmiştir'' dedi.
Daha sonra Çelik, partiye üye olanlara rozetlerini taktı ve ''Siyaset Akademisi''nde dereceye girenlere belgelerini verdi.

Toplantıya, AK Parti Adana milletvekilleri Necdet Ünüvar, Fatoş Gürkan ve Mehmet Şükrü Erdinç de katıldı.

0 yorum: